1. Anasayfa
  2. Peygamberimiz
  3. D2 – Peygamberlerde Haşyet Duygusu

D2 – Peygamberlerde Haşyet Duygusu

yadmin yadmin -
459 0

Ahiretleri hakkında ilahi bir teminat bulunan tüm peygamberler, sürekli olarak “korku ve ümit” duyguları arasında ilahi rahmete sığınmışlardır.

Bu yüzden;

Peygamberler, görevlerini hakkıyla yerine getirip getirmediklerinden dolayı sürekli bir sorgulanma endişesi taşırlar.

Rasûlullah Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Vedâ Hutbesi’nin sonunda ashabına şöyle sordu:

“–Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar; ne diyeceksiniz?”

Bütün ashab-ı kiram;

“«–Allâh’ın elçiliğini îfâ ettin; vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun!» diye şahâdet ederiz!” dediler.

Bu şahadetin ardından Peygamber Efendimiz, dini tebliğ ettiğine dair;

“–Ashâbım! Tebliğ ettim mi?.. Tebliğ ettim mi?.. Tebliğ ettim mi?..” diyerek üç defa tasdik aldı.

Sonra da ellerini semaya kaldırarak Allah’ın şahadetini diledi:

“–Şâhit ol yâ Rab!.. Şâhit ol yâ Rab!.. Şâhit ol yâ Rab!..”

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bütün mahlukatın en üstünü bir kul, Allah’a en sevgili Rasûl olduğu halde, sürekli bu haşyetullah (Allah korkusu) içerisindeydi. “Ben acaba güzel bir kul olabildim mi?” endişesi içindeydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir